8 Şubat 2015 Pazar

Bezm-i tavşan havuç tarlasında



Günlerim, arkasında ambulans öten arabalar gibi kaçışıyor , Nasıl geçti ? yazmayalı olmuş 1 ay Bu aralar yeni hobilere merak sardığım için yazamadım ama özledim !
Yeni hobilerim demişken bahsedeyim hemen , Fotoğraf çekmeye başladım mükemmel ötesi eğlenceli bir hobi yalnız insanın boş vaktinin olup , İstanbul sokaklarında kaybolmayı denemesi kendini olaya tamamen kaptırması gerekiyor zira kımıldayan her şeyin fotoğrafını çeken Japonlar değil  kastım:)
Bir de portre çizmeyi deniyorum bu aralar , insan yüzü çizeceğim diye başladığım işe artık portre diyebiliyorsam güzel , gelişme var :)
Ayrıca origami yapıp , yönetmenlerin karakterlerini çözmeye çalışıyorum. İkisini bir arada yapamıyorum çünkü origamiyi genelde klinik gözleme gittiğim kliniğin pedodonti bölümünde çocukların bağırıp çığırmasını yönetmekte kullanıyorum. bir çocuk sedasyona kolay girmiyor arkadaşlar. Yalnız Star Wars hayranlığımdan mütevellit Origamiye başlamışken MAster Yoda 'yı yapmasam olmazdı.

of course benimki böyle olamadı...

Yönetmen olayı da kendi çapımda kim kimin kankasıydı , Efendim kimin ruhsal sorunları vardı filmlerindeki ortak noktalardı .Uğraşırım böyle şeylerle , sırf Roman Polanski'nin kişiliğine ve geçmişine olan gıcıklığımdan dolayı The Pianist'i izlememiş bir insanım.
A bir deeee televizyonda dünyayı karı koca gezip , ceplerine para alan insanları kıskanmakla ciddi zaman harcıyorum. Pembe dizide oğlanı kıza yakıştırmayan yaşlı teyzeler gibi bölüm bitene kadar söyleniyorum. Dünyayı gezip de üstüne para alıyorlar arkadaş ne okuyor bunlar bana biri anlatsın hangi üniversite bu ? 
Benim 5 sene okuyup ulaşacağım nokta  insanların sabah kahvaltıda ne yediklerini tahmin etmek. bide böyle her yeri gez anlat , bilgilen, bilgilendir git en güzel otelde kal , en iyi restoranlarla sıfır giderle lüks tatil yap valla onların ki hayatsa, bizimki kullanılmış çay poşeti. 
(Hala sıfır gider diyorum , Adamların gezerek gelir kazandığını kabul etmek istemiyorum )
Benim 3 hafta tatilim vardı bu sene ağzımı açmıyorum bu konuda hatta alışık olmadığım için başta çok mutluydum ama insanoğlu işte 2.haftadan sonra Hedonik Adaptasyon 'a bağladım. Derler ya diş hekimi öğrencisinin son sınıfa kadar bölümünden başka bölüm okuyan arkadaşı kalmaz diye bende o konudan müzdarip tüm buluşmalara gidemeyen kişi kalmaktan kurtuldum bu tatil. Bir de annemle vakit geçirdik aşırı eğlenceli asla sıradan anne gibi hissettirmez en sevdiğim yanı.


Bu arada Sana yazmayalı Sherlock holmes 'dan aldığım motivasyon ile mi bilemem bir İngiltere Aşkı baş gösterdi. Dedim ben bir İngiltereye gideyim o zaman. Bir de orada staj yaparım yaz stajı niyetine tatilde yapmış olurum sınavına girdim geçtim de işte bakalım , durumlar ne olur yazışmalardayım hala. 
 ( bu aradaa benedict cumberbacth 'in başrol aldığı the imitation game filmini aşırı aşırı tebrik ederim ben vizyona girmeden izledim girdiğinde tekrar gideceğim sana da tavsiye ederim.)
Benedict zaten hangi filmde bir ingiliz oynayacaksa aranan adam oluyor , atonement de birazcık soğur gibi oldumsa da bu filmde zevkin everest 'ine tırmandım.
Zaten bende film denince akla gelen ilk takıntı " Based on a true story " dir arkadaşlar. Yoksa izlerken filmden keyif alma olasılığı izlanda da karınca bulmakla aynı olasılıkla.  
(Bir tek ve bir tek Christopher Nolan filmleri ve George Lucas için bu istisna vardır onun dışında hiç izleyemem )  

Bak uzun ara verince anlatacak bir sürü şey birikyor , benim için heycanlı oluyor ama sen unutmuş olabilirsin beni ? 
Neticede blog dünyası değil mi? biri gelir biri gider ama hayır bak 5 ay bile yazmasam 6. ay yazarım , dont give up on me canım. 
Zaten günü gününe yazanlara imreniyorum , Öğrenim hayatımda da günü gününe çalışmak diye bir kavram vardı , bir de bu kavramı oluşturanlar vardı Onların yanında kendimi kırmızı ışıkta beklerken , yanında porshe duran şahin sürücüsü gibi hissetmişimdir hep. 
Hiç öyle bir öğrenci olamadım ama beni de böyle sevin artık ne yapalım.

Sevin demişken Geçenlerde bir arkadaşım sevgilisinden ayrılmış , bana sinirli sinirli anlatıyor işte o şunu dedi ben böyle dedim nasıl ? iyi demiş miyim ? , tabi benim gözler hasta köpek bakışı gibi artık tükenmiş , aklımda sonraki güne yetiştireceğim sabit protez ödevi.
 Kızın da 9-10 senelik ilişkisi falan neyse özelini de anlatmayayım, bir yerinden müdahil olayım davaya ayıp olmasın  " TAbi ilk ilişkin olunca da bitmesi daha zor oluyordur " dedim.
"yok canım NE ilk'i 3. falan" dedi bana.

O an çaresiz beyin loblarım tamamen reflekssel şalterleri açıp  ufak bir hesaba girişti ; şu an 20 yaşındaysa 10 sene bir kişi ile ilişkideyse daha önceden 3 ?..... 

Arkadaşlar karar verdim  " ben her şeyi beslenme çantamı hazırlarken kaçırmışım ".

Ama hep derim Aşk istiyorsan kendine stabil bir aşk seçeceksin ; erkeklere güven olmaz şekerim bak mis ;  Bir anne aşkı iki yeşil çay aşkı. Dert yok , Düşüneceğin tek şey çayı kaç saniye tutayım da rengi fıstık yeşili olsun.


Bak sonra yanlış seçimlerden hep böyle durumlar ortaya çıkıyor canım. Demedi deme :)






10 yorum:

  1. Yeşil çayı fıstık yeşili yapabiliyorsan sevgilin olmasa da olur zaten :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. değil mi ama ! ben o yeşili yakaladıktan sonra yani ohooo sevgili de neymiş... ne kadar doğru bir noktaya değindiniz ...:))

      Sil
  2. Boş ver hızlı koşan çabuk yorulur ....

    YanıtlaSil
  3. :)) çok hoş bir yazı olmuş, çok eğlendim:))

    YanıtlaSil
  4. Yazmayı özlemek güzel, gelipte yazabilmek daha da güzel.
    The pianisti neden izlemedin ? Filmle Chopin hayranı oldum =)
    Vizyona girmeden nasıl izledin =) torentmi?
    birde "Based on a true story" bunu neden Türkçe yazmadın =D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle ilgili yorumlar okumak en güzeli :!:!:
      The pianist'i izlememe sebebim tamamen Roman Polanski özel hayatından kaynaklıı :(
      YOk torent değil canım reklam gibi olacak ama unutulmaz film den izledim yurt dışında vizyon tarihleri daha erken olduğundan mütevellit orada bulunuyor genelde , the imitation gamede de aynısı oldu bir baktım vizyona yeni giriyor ama çoktan izlemiştim ilk şaşkınlığı atlatır atlatmaz devam ettim :)
      AAa ben o tam kalıbı film başlarken görünce huzur buluyorum başka türlü kullanmaya elim gitmedi valla :)

      Sil
    2. ahahahah dimi film başlarken ooo diyor insan daha da dikkat kesiliyorsun ;)

      Sil